H.Merkezi: Saldırı, baskı ve sindirme politikalarının kapsamının her geçen gün genişlediği ülkemizde yaşanan hak ihlallerinin “çözüm” adresi olarak başvurulduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’in son dönemde vermiş olduğu kararlar ile de saldırılarını boyutlandıran iktidar, insan hakları savunucularına yönelmiş durumda. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Cumartesi günü Beşiktaş’ta Nuriye ve Semih ile dayanışma eylemine yönelik polis saldırıları ve aralarında İHD İstanbul Şube Başkanı Av.Gülseren Yoleri‘nin de olduğu gözaltılara ilişkin dernek binasında basın toplantısı düzenledi.
İlk sözü İHD Eş Genel Başkanı Av. Eren Keskin aldı. Keskin konuşmasında AİHM’in Nuriye ve Semih’in serbest bırakılması için yapılan başvuruyu reddettiğini hatırlatarak, AİHM’in son dönemlerde devletler mahkemesi gibi çalıştığını belirtti. Keskin, “İç hukukun tüketilmesini istemek, özellikle Türkiye gibi bir yerde iç hukukun olduğunu savunmaktır. AİHM çok iyi biliyor ki Türkiye devleti hem kendi iç hukukunu hem de uluslararası hukuk kurallarını ayaklar altına almıştır” dedi. Son saldırıları AİHM kararlarıyla doğrudan ilişkisi olduğunu kaydeden Keskin, “AİHM bu kararıyla Nuriye ve Semih’i ölüme terk etmiştir” dedi.
Beşiktaş’ta gözaltına alınanlar 10 saat ters kelepçeli bir şekilde bekletildiler
Keskin, Cumartesi günü gözaltına alınan insan hakları savunucularının 10 saate yakın elleri arkadan kelepçeli şekilde arabada bekletildiğini, yoğun fiziki işkenceye maruz kaldıklarını, özellikle kadınların kadın polisler tarafından taciz edildiğini aktardı.
Keskin’in ardından, Kadıköy’de Cuma günü yapılan eylemde gözaltına alınan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilcisi Ümit Efe söz alarak yaşadıklarını anlattı: “Biz Nuriye ve Semih için 100. günden itibaren hem Kadıköy hem de Beşiktaş’ta basın açıklaması ve yürüyüş gerçekleştiriyoruz. Son derece barışçıl bir eylem. İki emekçinin işlerine geri dönmesini dillendiren açıklamalar yapıyoruz. Bu hafta Süreyya Operası önüne varmadan şüpheli şahıs denilerek GBT uygulaması yapıldı. Yasal bir gerekçe sunulmadı. Bizim gözaltına alınmamız hukuk dışıydı. Kötü bir şekilde darp edildik. Nuriye ve Semih adının geçmesi bile yasaklanmıştı. İnsan hakları mücadelesi asla boyun eğmeyecektir. Bu keyfi uygulamalar, polis terörü bizi sindiremeyecektir.”
İşkence her yerdeydi!
Efe’nin ardından söz alan İHD Avukatı Hüseyin Boğatekin de gözaltına alınanlara avukatların gözleri önünde işkence yapıldığını belirtti. İnsan hakları savunucuları 10 saat boyunca ters kelepçeli halde araçta bekletilirken, tüm girişimlerine rağmen diyalog dahi kuramadıklarını söyleyen Boğatekin, “Arkadaşlarımız faşizme karşı susma haklarını kullandılar, yemek yememe haklarını kullandılar. Buna rağmen 10 saat boyunca su ve şeker vermediler. İşkence artık sokağa inmiş durumda. Herkes hak savunucularına sahip çıkmak zorundadır” dedi.
İHD adına açıklamayı okuyan Leman Yurtsever, Beşiktaş’ta gözaltına alınan ve aralarında İHD Şube Başkanı Av. Gülseren Yoleri ile Yönetim Kurulu üyesi Doğan Özkan’ın da bulunduğu 43 kişinin avukat görüşünün engellendiğini, yaklaşık 20 saat boyunca arkadaşlarından haber alamadıklarını belirtti.
Eylem yasaklarının bir an önce kaldırılması çağrısı yapan Yurtsever, “Demokratik ve yasal haklarımızı kullanmak bir haktır, bu hakkımızı ihlaller sona erinceye dek her yerde her koşulda kullanmaya devam edeceğiz” dedi.
Öte yandan, İHD Genel Merkezi de yazılı açıklama yaparak Av. Gülseren Yoleri’nin gözaltına alınmasını kınadı. İHD, “Silahsız ve saldırısız bir şekilde sadece düşüncelerini açıklamak için basın açıklaması yapmak isteyen Gülseren Yoleri ve diğer arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmalarını talep ediyoruz” dedi.