Adalet bekçilerine…
Nuriye ile Semih’e
Karanfillere
“ Günleri yazmak bana düştü
Sana bu türküyü ben söylemedim Mila
kuşlar her zaman evine dönüyordu
masa başında ülkeler kurtarılıyor
masalarda kalıyordu yorgun umutlar
Ve orada
her sabah
Dağlar kurşunlanıyordu.
Babalar toprağa gidiyordu oğulları için
( çünkü her oğul bir vuslattı kadife tenli zamanlarda )
Ben burada
zinciri boşalmış volkan
kendi yurdunda mülteci
Promethus’un ateşiyle göğsümü indirirken patronlara
bir ses hala yankılanır yastığımda
*heval su istiyorum ,su..
önce şairleri vurun diyor
düşümde Hasan Hüseyin
Her cumartesi karanfil bırakıyorum bu yüzden kaybedildiğin meydanlara..
**Ne ah edin dostlar
ne kederlenin
Dünü bugüne bugünü yarına bağlayın.
Ezilen bir halkın ağrısını duyuyorum şakaklarımda
Yüksel biz geldik karartma sokaklarını “
*Mehmet Tunç’un bodrum katında katledilmeden önce son cümlesi
**Semih Özakça’nın 67. Direniş gününde bize bıraktığı mesaj
Gülsuyu’ndan bir Partizan okuru