H.Merkezi: Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ), Elazığ’da bulunan hapishanelerde yaşanan işkenceye ilişkin düzenlediği basın toplantısında, içeride ve dışarıda mücadele etme çağrısı yaptı.
Elazığ T Tipi Hapishanesi’nde kadın tutsaklar 1 Kasım’dan bu yana kimlik dayatması sebebiyle açlık grevindeler. “Elazığ T Tipi Hapishane’de yaşanan işkenceye sessiz kalma” şiarıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde yapılan basın toplantısında konuşan Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi Sözcüsü Murat Baştuğu, Diyarbakır Barosu’nun Elazığ Hapishanesi ile ilgili raporundaki hak gasplarını şöyle aktardı: “Fiziki ve psikolojik baskı, cinsel şiddet, kötü muamale ve işkence. Sağlık hakkına erişim engeli. Sıcak su ihtiyacının düzenli verilmemesinin engellenmesi. Ortak kullanım alanlarına kameraların takılması, disiplin cezaları. Nakiller, hastane ve adliye gidiş gelişler sonrasında çıplak arama dayatması. Hastanelerde kelepçeyle muayenenin zorlanması, iletişim ve görüş yasağı uygulamaları. Kitap, dergi ve gazete yasakları vb. keyfi uygulamalar dayatılmaktadır.”
‘TRANS KADIN TUTSAK CİNSEL İŞKENCEYE UĞRADI, SÜNGERLİ ODAYA ATILDI’
Öte yandan trans bir kadına yönelik cinsel işkencede bulunulduğu, taciz ve darp edildiğini söyleyen Baştuğu, “Hastaneye gitme talebi izler kayboluncaya kadar kabul edilmemiş revire dahi götürülmeyen kadın süngerli odaya götürülmüş, yaptığı suç duyurusuna takipsizlik kararı verilirken kendisine soruşturma açılmıştır” dedi. Hasta tutsakların tek kişilik hücrelere götürülerek işkence ve tecride maruz bırakıldığını söyleyen Baştuğu, “D6 koğuşunda bulunan devrimci tutsakların üzerine yangın hortumuyla tazyikli su ile saldırılmıştır. İlke Başak Baydar’ın bu saldırılar sonucu ağzından kan gelmiş; Hasret Suzgü astım krizi geçirmiş, Rojda Göçmen’in eli mazgalda deyim yerindeyse kırılmaya çalışılmıştır” diye konuştu.
‘ÇOCUK TUTSAKLAR İŞKENCEYE MARUZ BIRAKILMIŞTIR’
Elazığ T Tipinde kalan çocukların da aynı şekilde saldırıya maruz kaldığının altını çizen Baştuğu, durumlarını şöyle aktardı: “Adli ve siyasi tutuklu çocuklar aynı koğuşlarda tutularak çocuklar kırdırılmaya çalışılmakta, işkence yapılmaktadır. Sayım sırasında ayakta sayımı kabul etmeyen çocuklar baş gardiyan odasına götürülerek fiziksel şiddet uygulanmış ağır işkenceye maruz bırakılmıştır.”
Kimlik dayatmasına yönelik kamuoyuna yapılan “terörist” yazmıyor açıklamasına işaret eden Baştuğu, TDİ olarak bu açıklamalarla manipülasyon yaratılarak kadın tutsakların direnişinin gölgelenmeye çalışıldığını kaydetti. Bu sebeple dayatılan kimliklerde “terörist” yazıp yazmamasının hiçbir önemi olmadığının, tekmil işlev görsün diye üretilen keyfi bir dayatma olduğunu vurguladı.
‘İÇERİDE VE DIŞARIDA MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Sıralamakla bitirilemeyecek denli gelişmiş insan hakları ihlali ve saldırıların ve devletin sistematik politikasının tarihsel geleneği olduğunu dile getiren Baştuğu, şöyle devam etti: “Tarihsel direniş deneyimlerimizden öğrendiklerimizle içeride ve dışarıda mücadeleyi büyüterek zulme karşılık verilecektir. Tek tipleşmeye, içeride dışarıda birlikte mücadele sürdürmeye devam edeceğiz.”
‘KİMLİK DAYATMASI DEVAM EDİYOR’
Ardından söz alan Ümran Yurdayol, Elazığ T Tipi Hapishanesi’ndeki son gelişmelere ilişkin konuştu. Geçtiğimiz günlerde hapishanede çıkan yangına ilişkin “tatbikat” açıklaması yapılmasına dikkat çekti ve şöyle devam etti: “Aslında çeşitli hapishane katliamlarından önce yapılan tatbikatları hatırlattı. Biz bunun bir tatbikat olmadığını biliyoruz ve tüm topluma duyarlılık çağrısında bulunuyoruz.”
Milletvekilleri ve avukatların hapishane müdürüyle yaptığı görüşmede, kendilerine kimlik dayatmasına son vereceklerini söylendiğini aktaran Yurdayol, “Ancak arkadaşlar yine görüşe çıkmadı, çünkü kimlik dayatması devam ediyor. Ailelerin endişeleri hala devam ediyor” dedi.