Dersim: Bu yıl 17.’si gerçekleştirilecek olan Munzur Doğa ve Kültür Festivali’nin yasaklanması, bölgede yaşananlar ve yapılması gerekenler noktasında Ovacık Belediye Başkanı ile bir röportaj gerçekleştirdik.
-Bu yıl Ovacık’ta ” Uluslararası Sanat Günleri” adı altında sanat ve kültür yönü ön plana çıkan bir festival planlanmıştı. Tabi bu da yasaklandı bütün bu yasaklar ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Maçoğlu: Planlanan şey aslında festivalden beş gün önce başlayacak olan sanat günleri ve ardından her yıl geleneksel olarak yapılan iki günlük festival ile finalini yapıp sonlandırmak istedik. Yaklaşık altı ay önce dostlarımızın bu sanat günlerinin her yıl farklı yerlerde yapıldığını ve bu yıl da Ovacık’ta olabilir mi önerisi üzerine görüşüp anlaştık ve çalışmalara başladık.
Bu çalışma festival dışında bir şey değildi. Birbirini besleyen planlamalardı. İki ay öncesinde biz programı bütün resmi kurumlara göndermemize rağmen bize dönüş olmadı, amaç elbette yapmak istediklerimizin engellenmesiydi. Normal koşullar altında resmi kurumlara yazdığınız yazılara olumlu ya da olumsuz bir dönüşün kısa bir süre içerisinde olması gerekir. Cevap verilmiyorsa anlamı şudur, bir sorun yok demektir. Ama son güne gelindiğinde mesai bitiminin iki buçuk saat öncesinde bir yazı geldi ve tüm atölyelerin içeri alınması ve dört günlük konserin bir güne indirilmesi şartı getirilince bizde halkın olan bu festivalin sınırlandırılıp, halkın sanatla buluşmasının yasaklanamayacağını ifade ederek bu şartlar altında yapmayacağımızı belirttik.
–Son dönemlerde her alanda yapılan daralmalar gibi Munzur festivalinin içeriği de bu OHAL bahane edilerek yapılan müdahalelerle daraltılıyor. Bizim dikkatimizi çeken ilk defa bu yıl bu müdahalelere tepki olarak Mazgirt, Ovacık, Hozat belediyeleri festivalleri yapmayacağını açıklamaları oldu. Bu dayatmalara bir tepki midir?
Kesinlikle bir tepkidir. Biz festivallerimizi de sanat etkinliklerimizi de kendi irademizle yapacağız demektir. Sizin söylediğiniz zaman değil demektir. Mesele bu aslında biz yaşam alanlarımıza dair karar verdiğimizde, söylemlerimiz olduğunda bu halka dair olur ve ona danışarak yaparız bir başkasına değil.
-Kayyum eliyle hem festivale ve hem belediyelere yani bir bütüne yönelik saldırı var. Genel olarak T. Kürdistanı’nın hemen her yerinde kayyumlar var. Bu kayyuma ve sürece dair kendini halkçı, “komünist belediye” olarak tarifleyen Ovacık Belediyesi’ne dair herhangi bir kayyum girişimi ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bu coğrafyada halkın iradesini reddedip bir saldırı her zaman olan ve olabilecek bir durumdur. Bu durum da bizim her zaman karşı çıkıp mücadele edeceğimiz bir meseledir. Bize ne zaman olur nasıl olur? Onu bilemeyiz, onlar muhtemeldir ki kendi içerisinde tartışıyordur. Ama şunu söyleyelim biz böyle bir durum olacak diye ne ideolojimizi ne programımızı ne de yaşam biçimimizi esnetmeyiz. Tersine bildiğimiz doğruları daha gür sesle ifade ederiz.
Sosyalizmi, komünizmi besleyen çalışmaları sürdüreceğiz. Biz yerel yönetimlerde çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
-Festival yasaklandı sonuç olarak, peki buna dair bir plan program çalışma var mı?
Festival bu günlere çok sıkıntılar ile geldi. Türkiye’nin her yerindeki Dersim dostlarını buraya gelmesini bu festival sağladı. Ama bunlar o dönemde de belli baskılar sonucu gerçekleştirildi. Bugün ise OHAL bahane edilerek 17 yıllık gelenek, üretilen değer ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Tüm basaklara rağmen Dersim dostlarını buraya davet ettik ve buraya gelmeye devam ediyor insanlar. Bugün sizin de vurguladığınız gibi insansızlaştırma politikalarına karşı burada olmak önemlidir.
-Burada yasaktan sonra bir demeciniz oldu “altmış bin lira bir kaybımız oldu” gibi. Bu hem bizim hem de genel kamuoyu açısından da tartışmalı ve bir açıklık getirilmesi gereken bir konu. Bu konuda söz sizin;
Kesinlikle öyle bir açıklama olmadı. Sanatın maddi değeri ekonomik olarak yoktur. Biz hiç bir zaman hiç bir çalışmayı parasal bir alana dökmeyiz. Sanatın dayanışma kültürünün ürünü olduğunu biliriz. Bu haber yapan haber ajansının çarpıtmasıdır. Festivalin yasaklanması ve bütçesine dair bir soruya dair değerlendirmem burjuva basın anlayışı ile cımbızlanmıştır.
Biz sonrasında o arkadaşlarla bu habere dair bir görüşme yaptık diyerek son söz olarak önemli olanın devletin Dersim’e ve doğasına yönelik saldırılara karşı birlikte mücadele vurgusuyla röportajı noktaladık.