Sınıf bilinçli proletaryanın önderliğinde yürütülen savaşımda yerine getirilmesi gereken bazı zorunluluklar vardır. Örneğin proletarya, iktidarı istiyorsa partisini yaratmak zorundadır. Bu da yetmez, geniş yığınları kazanarak proletaryanın kızıl bayrağı altında savaştırması gerekir. Demokrasi, bağımsızlık ve sosyalizm mücadelesi ancak böylesi devrimci pratikle gerçek bir olguya dönüşebilir. Yani öngörmek ve uygulamak, uygulama içinde değişmek ve bağrında binbir fedakarlığı içeren uzun bir yürüyüşe kalkışmak.
Proletaryanın bu savaşımı içinde yer alan her bireyin de uyması gereken bazı zorunluluklar vardır. Her şeyden önce sınıf savaşımına katılarak örgütlü yaşamı tercih etmek, burjuva feodal sistemin yaratmış olduğu bencil, bireyci yaşam tarzına itiraz etmek anlamına gelir. Bunu, değişim için ortaya konulan bir irade beyanı olarak da algılayabilirsiniz. Ve “değişmek içinde değiştirmek” gerekir. Eski alışkanlıklarını korumada ısrarlı olan bir bireyin değiştirme eyleminde bir özne olması düşünülemez. Bilakis değişimden söz eden ama pratik olarak eski alışkanlıklarını korumada ısrar eden, kolektif ortamda her fırsatta yeniyi zehirlemeye çalışan eski olumsuz düşünüş tarzının bir temsilcisi olarak varlığını sürdürmeye devam eder.
Keza devrimci çalışmalarımızda yeniden, yenilemeden devrimci özveri ve fedakarlıktan söz eden her militanın etki düzeyi de sosyal pratiğinden bağımsız değildir. Yani yoldaşlarının yanlışlarının yalnışlarını düzeltmesi için kendi yanlışlarına karşı mücadelede güven verici bir tutum takınması gerekir. Daha başka örneklerle sorunu biraz daha somutlamakta yarar görüyoruz.
Şu gerçeği yalın bir şekilde ifade etmek zorundayız: Sınıf mücadelesi içinde konumu ne olursa olsun kendi statükolarını değiştirmede zorlananlar, devrimci çalışmada etkin olamazlar. Yeni devrimci militan şekillenişlere önayak olmaları düşünülemez. “Değiştirmek için değişmek” gerekir söyleminin anlamı da bu olsa gerek. Küçük burjuva alışkanlıklarından, ayrıcalıklarından feragat etmeyenlerin halkın davasına ileri düzeyde hizmet etmeye vakti olmaz. Çünkü birinin, birine tabi kılınması gerekir. Bilindiği gibi karşıtların varlığı mücadeleyi zorunlu kılar. İşte bu iç mücadele de gelişimin hangi yönde olduğu tayin edicidir. Proleter yön, her gün her saat burjuva yanlarımızı ateş altında tutuyorsa doğru bir yoldayız. Yaşam çizgimiz “iki arada bir derede” felsefesine uygun olarak yürümüyor. Bilakis burjuva yanlarımız, geri yanlarımız sürekli ve sistemli bir tarzda proleter düşünüş tarzının ateşi altındadır.
Hiç şüphesiz doğru yolda olduğumuzun en dolaysız ispatı pratiğin kendisi olacaktır. Yani ideolojik, siyasal ve örgütsel deneyim konusunda ortaya koyduğumuz yetersizlikleri giderme bakımından ileriye doğru bir gelişim çizgisi yoksa orada var olanı korumaya dönük devrimci anlamda hesaplaşma kültüründen uzak bir pratiğin olduğunu söyleyebiliriz.
Bu söylemlerimiz tek tek bireyler bazında daha da somutlayabiliriz. Örneğin, kendi gerilikleriyle hesaplaşmayan, dışındaki geriliklere karşı mücadele edemez. Oysa kendi gerilikleriyle hesaplaşmak, aynı zamanda dışındaki geriliklere karşı mücadele de silahlanarak daha donanımlı bir hale gelme demektir. Yine kendi eksikliklerini giderme de yetersiz olanlar, başkalarının yetersizliklerini giderme de etkin olamazlar. Çünkü başkalarının yetersizliklerine yönelen eleştirinin etki gücü, onu yapanın samimi, güven verici pratiğinden bağımsız değildir. Bu ve benzeri örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür. Ama burada önemli olan pratik çalışmalarımızı doğru devrimci bir bakış açısıyla sorgulamayı başarmaktır. Diğer bir ifadeyle yanlışlarımızın, yetersizliklerimizin somut pratikler üzerinden tespiti, bunlara kaynaklık eden ideolojik zeminin somutlanması ve düzeltilmesi için gereken doğru yöntem ve araçların kullanılması…
Hiç kuşkusuz bu süreçte daha da önemli olan ortaya konulan her olumlu çabayı büyütmek için daha enerjik, daha ön açıcı bir çalışma içine girmektir. Seyreden, izleyen değil; sürece karışan, müdahale eden bir düşünüş tarzını kolektif bünyeye hakim kılmanın çabasını ısrarlı bir tarzda sürdürmektedir. Değişmek ve değiştirmek eylemi devrimci bir pratikle mümkündür. Pratik müdahale konusunda kolektif iradenin çağrılarına yaratıcı bir tarzda yanıt olmak hepimiz için ertelenemez bir görevdir.