Esenyurt’ta 15-16 Haziran yürüyüşü “Kıdem tazminatı hakkımız gasp edilemez”
İstanbul: Esenyurt’ta 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin yıl dönümünde (17 Haziran Cumartesi günü) sendikalar ve demokratik kitle örgütlerinin çağrısıyla anma yürüyüşü gerçekleştirildi.
Gerçekleştirilen anmada “Yaşasın 15-16 Haziran Direnişimiz”, “Kıdem Tazminatı Hakkımız Gasp Edilemez!” şiarı ile bir araya gelen işçi ve emekçiler Esenyurt Esencan Hastanesi önünden saat 17.00’da Esenyurt Meydanı’na yürüyüş düzenledi.
Anmanın çağrıcısı olan Belediye-İş İstanbul 1 ve 2 No’lu Şube, Deri-Teks Avrupa Yakası Temsilciliği, Disk/Gıda-İş, Disk/Cam-Keramik İş, Disk/Dev Yapı İş, Eğitim-Sen 7 No’lu Şube, Liman-İş Avrupa Temsilciliği, TÜMTİS İstanbul 1 No’lu Şube gibi sendikaların öncülüğünde çeşitli kollardan gerçekleştirilen anmada Devrimci Demokratik Sendikal Birlik (DDSB)’de kitlesel olarak katılım sağlayarak “15-16 Haziran ruhuyla fabrikalardan alanlara!”, “Ya birlikte başaracağız ya da tek başına ezileceğiz!”, “Alamadığımız tazminatı patronlara yedirmeyiz!” yazılı dövizler taşıdı. Yeni Demokrat Kadın (YDK) aktivistleri de 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinde en ön saflarda yer alan kadınların direngenliğini selamlayarak “15-16 Haziran Direnişiyle emekçi kadınlar her yerde, mücadelede en önde” ve “15-16 Haziran ruhuyla emekçi kadınlar mücadeleye” dövizleri ile alandaki yerini aldı.
“Kıdeme uzanan eller kırılsın”, “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganları atılarak ve ajitasyonlar eşliğinde gerçekleştirilen yürüyüşün ardından Esenyurt Meydanı’nda basın açıklaması yapıldı. Sendikalar tarafından ortak hazırlanan basın açıklamasını Belediye İş Sendikası 2 No’lu Şube Başkanı Erol Özdemir okundu.
“15-16 Haziran işçi ve emekçiler için bir kıvılcımdır”
“Bugün 8 saatlik çalışma düzeni, fazla mesai ücreti, sendikalı ve toplu iş sözleşmeli çalışma yaşamı, sigorta ve emeklilik, kıdem tazminatı gibi kullandığımız tüm haklar; işçi sınıfının mücadelesi ile elde edilmiş kazanımlardır. Yasalarda yer alan hiçbir hak kapitalizmin lütfü değil, işçi sınıfının mücadele ederek, insanca yaşam ve çalışma hayatı için elde ettiği kazanımlardır” diyen Özdemir, 15-16 Haziran’ın tarihsel açıdan önemine değinerek şöyle devam etti; “Dünya işçi sınıfı ile birlikte Türkiye işçi sınıfının da birçok şanlı direnişi, mücadelesi, tarih sayfalarında yerini almıştır. Bundan tam 47 yıl önce gerçekleşen şanlı 15-16 Haziran Direnişi de bu mücadele örneklerinden biridir. Tıpkı 1900’lü yılların başında dokuma işçilerinin Bursa’da başlattığı 8 saat çalışma günü direniş ve elde edilen grev hakkının yasallaşması gibi ve tıpkı 1977 1 Mayıs’ı gibi… 15-16 Haziran da işçi sınıfın sendikal bürokrasi ve sermayeye karşı önemli kazanımlarla dolu mücadele örneklerindendi.”
“En temel haklarımızdan alıkoyuluyoruz.”
İşçi sınıfının en temel haklarına dahi saldırıldığını vurgulayan Özdemir şu şekilde devam etti: “İşçilerin sendikalaşma hakları ellerinden alınmakta, grev diyen İşçilerin grev hakları yasaklarla askıya alınmaktadır. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası, sorgusuz-sualsiz, yargısız infaz zihniyeti ile KHK’larla kamuda çalışan binlerce emekçi ekmeğini kaybetmekte ve fiili mücadele dışında bütün hukuk yolları kendilerine kapatılmaktadır. Bu adaletsizliğin sembolü haline gelen Nuriye ve Semih öğretmen 100 günden fazladır açlık grevinde, canları pahasına hak mücadelesi vermektedir. En son olarak da en önemli kazanımımız olan, İş güvencemiz olan Kıdem tazminatı hakkımız bugün ‘fona devredeceğiz, garanti altına alacağız’ denilerek yok edilmek isteniyor.”
“15-16 Haziran ruhuyla kıdem tazminatı için ortak mücadele hepimizin görevidir”
Kıdem hakkının gasp edilemeyeceğini belirten Özdemir açıklamanın devamında, “Gün tarihimizden öğrenme günüdür, gün kazandığımız haklarımızı gasp ettirmemek için birlikte mücadele etme günüdür. Bu nedenle bir kes daha diyoruz ki 15-16 Haziran ruhuyla kıdem tazminatı için ortak mücadele hepimizin görevidir” vurgusu yaptı ve tabanda işçi sınıfını birleştirmeye ve ortak mücadele zeminlerini yaratmaya çağırıyoruz diyerek basın açıklamasını sonlandırdı. Basın açıklamasının ardından birlik ve mücadele çağrısı yapılarak anma sonlandırıldı.