H.Merkezi: Genel Maden İşçileri Sendikası iş yerlerini gezerek maden işçilerini Torba Yasa ile maden işçilerine yönelik hazırlanan saldırıları ve neler yapacaklarına dair bilgilendirmeler yaptı.
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve Türkiye Kömür İşletmeleri’nin (TKİ) uhdesinde bulunan maden sahalarının parçalara ayrılarak ruhsatlarıyla birlikte satılmasının önünü açan Torba Yasa Tasarısı’nın 58. Maddesi’nin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilmesine Zonguldak’tan büyük tepki yükseliyor.
Genel Maden İşçileri sendikası yönetimi, 25 Ekim 2017 tarihinde TTK Üzülmez Müessesesi’nde çalışan maden işçilerini ziyaret ederek eylem süreci ile ilgili bilgi verdiler. Genel Başkan Ahmet Demirci, madencilere yönelik yaptığı konuşmada, “Türkiye Taşkömürü Kurumu’nu, müesseselerini, hatta işletmelerini parçalayarak ruhsatı ile birlikte özelleştirmenin yolunu açıyorlar. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun bir çakıl taşının dahi özelleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü özelleştirme ölüm demektir. Bu yasa tasarısı derhal geri çekilmelidir” dedi.
Demirci konuşmasına “Genel Maden İşçileri Sendikası olarak 2009 yılından bu yana Türkiye Taşkömürü Kurumu’na işçi alınması için mücadele veriyoruz. 8 yıldır KPSS ile küçük gruplar halinde işçi alınırken emeklilikler tüm hızıyla sürdü. Zonguldak göç verdi ve nüfusumuz geriledi. 2009 yılında 11 bin 67 işçi varken bugün işçi sayımız 7 bin 625’e geriledi. Üretim 1 milyon tonun altına düştü. Doğal olarak kurumun zararı da arttı.” sözleriyle devam etti.
Biz TTK’ya işçi alınmasını istiyoruz
Türkiye, taş kömürü ithalatı için yılda yaklaşık 4-5 milyar dolar ödüyor. TTK küçüldü ama hükümetin beklediğinin aksine özel sektör bu boşluğu dolduramadı. Bize Soma Modeli’ni dayattılar. Biz bunu kabul etmedik ve işçi alınması için mücadelemizi sürdürdük.
SOMA Modeli, Soma faciasıyla çökmüştür
Şimdi ekonomik kriz beklentisiyle Torba Yasa çıkartarak çeşitli vergilerle faturayı bizlere kesmek istiyorlar. Bu Torba Yasa Tasarısı içerisine TTK ve TKİ’yi yani madenlerimizi de koydular.
Türkiye Taşkömürü Kurumu’nu, müesseselerini, hatta işletmelerini parçalayarak ruhsatı ile birlikte özelleştirmenin yolunu açıyorlar. Ve bu yetkiyi TTK ve TKİ Genel Müdürlüklerine bırakmak istiyorlar. Bizi birbirimizle kavga ettirmeye çalışıyorlar. Ekonomik krizin bedelini bize canımızla ödetmek istiyorlar.
Çeşitli baskılarla kabul ettiremedikleri Soma Modeli’ni bunca faciadan sonra göz göre göre bize dayatıyorlar. Soma Modeli, Soma Faciasıyla birlikte çökmüştür.
TTK’nın bir çakıl taşının dahi özelleştirilmesine izin vermeyeceğiz
Bu yasa tasarısı Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Önceki gün Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuzda gelişmeleri değerlendirdik. Bugün saat: 16.00’da Sendikamız Genel Merkezinde Temsilciler Kurulumuzu topluyoruz. Madde TBMM Genel Kurulu’na geldiğinde farklı eylemlerimiz olacak.
Gözünüz, kulağınız Sendikanızda ve temsilci arkadaşlarımızda olsun. Birlik ve beraberlik içerisinde mücadelemizi sürdüreceğiz.
Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun bir çakıl taşının dahi özelleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü özelleştirme ölüm demektir. Bu yasa tasarısı derhal geri çekilmelidir.
Eğer Hükümet bu sese kulak vermezse 1990-1991 ve 1994 yıllarında olduğu gibi madenciler ve bölge halkı olarak tek yürek, tek ses meydanlarda olacağız.
Atalarımızın bize emaneti olan maden ocaklarımıza, işimize, aşımıza, ülkemizin ve milletimizin geleceğine sahip çıkacağız”.
İsa Mutlu; 7 bin 500 maden işçisiyle kendimizi yerin altına kilitleriz
Demirci’nin ardından sözü ilgili maddenin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmesi sırasında Sendikanın görüşlerini anlatan Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu aldı. Mutlu: “Zor bir sürecin içindeyiz. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Genel Maden İşçileri Sendikası olarak sizlerin sorunlarını, bölgemizin sorunlarını, çıkarılmak istenen yasanın üç-beş tane iş adamanın talebi olduğunu ve tabiri caizse onlara uşaklık yapan birkaç siyasetçinin girişimi olduğunu ifade ettik.
Çıkarılmak istenen yasa ülkemize ihanettir. Sadece maden işçisine değil, bölgeye değil, ülkemize bir ihanettir. Çünkü ülkemizin yeraltı kaynaklarının bulunduğu sahaları parsel parsel satmak üç-beş tane iş adamından başka kimseye kazandırmayacaktır. Biz bunu komisyonda açık yüreklilikle, açık ve net bir şekilde ifade ettik, ifade etmeye de devam edeceğiz.
1990’lı yıllardan sonra bu bölgede geliştirilen rödövanslı sistemin neler getirdiğini, bu bölgeye ve ülkeye neler kaybettirdiğini, yapılan onca vaade rağmen, üç-beş bin işçi çalıştıracağız, milyon tonlar kömür üreteceğiz vaatlerine rağmen hâlâ bunları gerçekleştirmekten uzak olduğunu, bu hatalara rağmen geçmişten dersler alınmadığı halde bu kurumun sahalarını parsel parsel satmanın bedelinin ağır olacağını, getirilmek istenen sistemin Soma’daki sistemden çok daha tehlikeli olduğunu, orada 301 can verdiğimizi, fakat Zonguldak’taki faciaların sonucunda daha ağır bedeller ödeyeceğimizi ifade ettik.
Ama ne acıdır ki tüm gerçekleriyle anlatmamıza rağmen, iktidar partisi milletvekillerinin de anlattıklarımızı takdir etmelerine rağmen sayı çokluğuyla bu yasa tasarısının ilgili maddesi komisyondan geçti.
Gazamız mübarek olsun
Herşey bitmiş değil. Sendikanız olarak, Genel Maden İşçileri Sendikası olarak süreci yakından takip ediyoruz. Ve süreci bizim istediğimiz şekilde yönlendirebilmek için ne gerekiyorsa yapıyoruz.
Sendikanız olarak her türlü eylem planını masaya yatırdık. Eylemlerimiz sürecin gelişmesine göre artarak devam edecek. Bizi yer üstünde olağanüstü hal ile tehdit edenlere bir şey söylüyoruz; Yer üstünde olağanüstü hal olabilir ama yerin altı bize ait.
Eylemlerimizde en son aşamasına geldiğimizde, inşallah bununla karşılaşmak zorunda bırakılmayız, ama gerektiğinde 7 bin 500 maden işçisiyle birlikte yerin altına kendimizi kilitleyeceğimizi ve isteklerimiz yerine getirilinceye kadar çıkmayacağımızı ifade ediyoruz.
Bıçak kemiğe dayandığında bunu yapacağımızı herkes iyi bilmeli.
Ve maden işçisi olarak, öyle umut ediyorum ki, bugünden itibaren sizin sergileyeceğiniz enerji, mücadele azmini görenler geri adım atacaktır.
Ben şimdiden sizlere gösterdiğiniz hassasiyetten dolayı, mücadele azminizden dolayı teşekkür ediyorum. Gazamız mübarek olsun”. denilerek sonlandırıldı konuşma.