H.Merkezi:Hrant Dink cinayeti davasının 3 Ekim’de başlayan grup duruşması sona erdi. Duruşmanın son günü, dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şube görevlisi Okan Şimşek’in savunmasıyla başladı.
Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, Coşkun İğci’nin Yasin Hayal’e ait olduğunu söyleyerek verdiği telefon numaralarıyla ilgili işlem yapılıp yapılmadığını sordu. Trabzon Jandarma İstihbarat’ın diğer görevlisi Veysel Şahin, daha önceki ifadelerinde telefon numaraları aldıklarını söylemişti.
Şimşek: “Tehdit etsem âlâsını yapardım”
Okan Şimşek, Şahin’in ifadelerini reddederek, telefon numaralarıyla ilgili bir husus geçmediğini, İğci’den aldığı bilgilerle ilgili görev sonuç raporu yazmadığını ama üstlerine bilgi verdiğini savundu.
Yasin Hayal’in Hrant Dink’i öldürmek için hazırlık yaptığı bilgisini jandarmaya bildiren Coşkun İğci, cinayetten sonra cinayetle ilgili jandarmaya verdiği bilgileri kimseye anlatamaması yönünde tehdit edildiğini anlatmıştı. Bakırcıoğlu, bu görüşmeyi sordu.
Coşkun İğci ile üç defa görüştüğünü ileri süren Şimşek, “Terminal bölgesinde araç içine aldık. Oturacak yer yoktu. Araçta konuştuk. Veysel Şahin konuştu. O irtibatlıydı, o yüzden o konuştu. ‘Başka kimseye anlattın mı’ dedi. İğci, bir anda sinirlendi. ‘Benim hasmım yok, düşmanım yok, ben size bu bilgileri verdim. Bunu değerlendirmediniz’ dedi, kapıyı çekip çıktı. Biz kendisini tehdit etmedik. Tehdit etseydim tehdidin âlâsını yapardım” dedi.
“Görev için İstanbul’daydık”
Şimşek hakkında iddianamede Dink cinayeti öncesinde, Dink’in evi ve işyeri çevresine keşif yapan Jandarma ekibinde olduğu iddia ediliyor. Şimşek, dün görev için İstanbul’da olduğunu, Küçükçkemce ve Ambarlı’da olduğunu, yemek yemek için Bakırköy’de olduklarını söylemişti.
Avukat Bakırcıoğlu, HTS kayıtlarında ise başka yerlerde olduğunun görüldüğü, telefonun Fatih’ten sinyal verdiğini, Küçükçekmece’den sinyal bilgisi olmadığını ifadesiyle kayıtların çelişkili olduğunu söyledi.
Şimşek, ise “Bakırköy içinde bir iki arkadaşla görüştük. Araç kiraladık ve Küçükçekmece Asayiş Bürosu’na gittik. Bize akşam vardiyasından görevli vereceklerini söyledik. Polis, yakalayacağımız şahısla ilgili yakalama emri istedi. İşi yokuşa sürdü. Sonra İstanbul Jandarma Komutanlığı’yla görüştük. Oradan yakalama emrini almamız istendi. Gazi Günay, gidip yakalama emrini aldı. Toplu ulaşımla gitti. Sonra kendisini yeniden Bakırköy’den aldık. Sonra Vatan Emniyete gittik. Yanımızdaki polis memurları Vatan Emniyet’ine evrak bırakmaları gerektiğini söyledi. O nedenle gittik” dedi.
Savcı, dört kişi için tahliye talep etti
Cumhuriyet savcısı, mütalaasında tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep ederken, Samsun Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesi amiri Metin Balta, Samsun Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesi nöbetçi amiri Ahmet Çetiner, Trabzon Jandarma İstihbarat Şubesi görevlileri Ergün Yorulmaz ve Gazi Günay’ın tahliye edilmesini talep etti.
Yargılaması devam eden iddianamede, dönemin Yorulmaz ve Günay’ın 8 Ağustos 2006’da Trabzon’dan İstanbul’da gelerek Dink’in evi ve işyeri etrafında keşif yaptıkları telefonlarının bu bölgeden sinyal verdiği iddia ediliyor.
Mahkeme heyeti de savcının tahliye istediği dört isim ile yine Trabzon Jandarma İstihbarat görevlilerinden Hüseyin Yılmaz’ın tahliyesine karar verdi.
Dava, 4-5 ve 7-8 Aralık tarihlerine ertelendi
Kaynak: Agos